Bir manken olduğunu bilmeliydim.
- I should've known you were a model.
Hem Tom hem de Mary mankenlik yapıyor.
- Both Tom and Mary work as models.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
- He described the man as a model gentleman.
Tom her zaman bir örnek öğrenci olmuştur.
- Tom has always been a model student.
British parliamentary democracy was seen as a model for other countries to follow.