O, açık ara farkla takımda en iyi oyuncudur.
- He is by far the best player on the team.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
- We regard him as the best player on the team.
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- They became professional soccer players.
Ben bu CD çaları ücretsiz aldım.
- I got this CD player for free.
Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
- This factory produces CD players.
... So we were forced to be the single legacy player. ...
... He's a Manchester United player. ...