İki adam iş ortaklarıydı.
- The two men were business partners.
Sadece Tom'la ortak oldum.
- I just made Tom partner.
Güvercinler ömür boyu aynı eşle kalırlar.
- Pigeons stay with the same partner for life.
Tom asla benim eşim değildi.
- Tom was never my partner.
İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
Tom benim iş ortağım.
- Tom is my business partner.
Tom Mary'nin iş ortağı oldu.
- Tom became Mary's business partner.
Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.
- My colleagues welcomed me very warmly.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
- The colleague whose husband is French has left for Paris.
Tom benim eski arkadaşım.
- Tom is my old partner.
Benim arkadaşım olmanı istiyorum.
- I'd like you to be my partner.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
- He made the plan along with his colleagues.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
- Mary's life partner is a man of few words.
Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
- I bought out my partner and now the company is mine.
either member of a pair in a card game or sports team.
... working to redesign high schools and partner them with colleges and employers ...
... Charlie Munger Warren Buffett's bridge in business partner makes this point ...