Sadece Tom'la ortak oldum.
- I just made Tom partner.
İki adam iş ortaklarıydı.
- The two men were business partners.
Tom asla benim eşim değildi.
- Tom was never my partner.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
- How did you meet your partner?
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Tom benim iş ortağım.
- Tom is my business partner.
Tom, Mary'nin iş ortağıdır.
- Tom is Mary's business partner.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.
Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
- When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
- Mary's life partner is a man of few words.
Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
- I bought out my partner and now the company is mine.
either member of a pair in a card game or sports team.
... But for all this to unfold, the Earth will need a critical partner. ...
... working to redesign high schools and partner them with colleges and employers ...