Dur çizgisinde duruyorsun.
- You're stopping on the stop line.
Bu otobüs neden duruyor?
- Why is this bus stopping?
Durmadan sık sık saatlerce çalışırdı.
- He would often work for hours without stopping.
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?
Onları durdurmanın imkanı yoktu.
- There was no stopping them.