a particle of denying or refusing

listen to the pronunciation of a particle of denying or refusing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a particle of denying or refusing в Английский Язык Турецкий язык словарь

not
gayri
not
emes
not
değil

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

Ummak bir strateji değildir. - Hope is not a strategy.

not
yok

Penisiline alerjim yok. - I am not allergic to penicillin.

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu. - There was nothing but an old chair in the room.

not
Mühim değil
not
z. değil, olmayan
not
not only this yalnız bu değil
not
not a little epey not at all hiç
not
asla

Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi. - Tom said that nothing like that would ever happen again.

Neyin doğru olmadığını asla söylemem. - I never say what is not true.

not
katiyen

Katiyen yapmayacaksın. - You'll do nothing of the kind.

Tüm gün katiyen bir şey yemedim. - I ate absolutely nothing the whole day.

not
Not halfÇokHiç fena değil
not
Suçsuzdur
not
whether he goes or not gitse de gitmese de
not
de
Английский Язык - Английский Язык
{a} not
a particle of denying or refusing

    Расстановка переносов

    a par·ti·cle of de·ny·ing or re·fus·ing

    Турецкое произношение

    ı pärtıkıl ıv dînayîng ır rıfyuzîng

    Произношение

    /ə ˈpärtəkəl əv dəˈnīəɴɢ ər rəˈfyo͞ozəɴɢ/ /ə ˈpɑːrtəkəl əv dɪˈnaɪɪŋ ɜr rəˈfjuːzɪŋ/
Избранное