Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Penisiline alerjim yok.
- I am not allergic to penicillin.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
- I never say what is not true.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.