Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
- I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.
Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.
Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.
- It shows the depth of his love for his family.
Nehrin derinliğini ölçtük.
- We measured the depth of the river.
Bir çift ayakkabı aldım.
- I bought a pair of shoes.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.