İki düzine kalem satın aldım.
- I bought two dozen pencils.
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
- This pencil cost me at least a hundred bucks.
O bana bir kurşunkalem verdi.
- She gave me a pencil.
Ben bir mavi, bir kırmızı ve bir siyah kurşunkalem istiyorum.
- I want a blue, a red and a black pencil.
Tom elinde bir boya fırçası vardı.
- Tom had a paintbrush in his hand.
Tom boya fırçasını yere koydu.
- Tom put down his paintbrush.
Tom boya fırçasını yere koydu.
- Tom set down his paintbrush.
Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir.
- Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter.
Bana kurşun kalemini ödünç verir misin?
- Will you lend me your pencil?
Birisi kurşun kalemimi çaldı.
- Someone has walked off with my pencil.