Adam hareketsiz yatıyordu.
- The man lay motionless.
Mary başıyla hafif bir hareket yaptı.
- Mary made a slight motion with her head.
Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
- The patrolman motioned me to pull over.
Ona sigara içmemesini elle işaret ettim.
- I motioned to her not to smoke.