Tom bir doğuştan öğremen.
- Tom is a natural-born teacher.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
- He has a naturally good memory.
Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
- We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.
Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.
- We eat more processed food than natural food.
Asıl amaç buysa bilmem tabii.
- If that is the real aim, naturally I would not know about that.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
- Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
Asıl amaç buysa bilmem tabii.
- If that is the real aim, naturally I would not know about that.
I coniecture and assure my selfe that yee cannot be ignorant by what meanes this peace hath bin thus happily both for our proceedings and the welfare of the Naturals concluded .