Felicja bir Katowice yerlisidir.
- Felicja is a native of Katowice.
Magdalena bir Łódź yerlisidir.
- Magdalena is a native of Łódź.
Arkadaşım doğal olarak Hollandaca konuşur.
- My friend speaks Dutch natively.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
- It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.
Hala yerel pirinç kekleri yemeyi seven insanlar var.
- There are still people who love eating native rice cakes.
Öğrenmekte olduğunuz dili onların konuştuğu bir ülkeyi ziyaret edemiyorsanız, o dilin ana dilini konuşanların takıldığı ve orada takılmaya başlayacağı bir yerel bar bulun.
- If you can't visit a country where they speak the language you are learning, find a local bar where native speakers of that language hang out and start hanging out there.
Onun ana dili Fransızcadır.
- His native language is French.
Bizim ana dilimiz Japoncadır.
- Our native language is Japanese.
Sanırım Tom doğuştan Fransızca bilen biri gibi geliyor.
- I think Tom sounds like a native French speaker.
O, doğuştan İngilizce konuşan biridir.
- He is a native English speaker.
Many native artists studied abroad.
The naturalized Norway maple often outcompetes the native North American sugar maple.
The native peoples of Australia are called aborigines.
The native integer size is sixteen bits.
... He's a native German speaker. ...
... 95% of the native population in the Americas ...