Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı. - Maria's late husband was a violinist.
Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.
Maria's late husband was a violinist.
Tom bir kemancı olarak ünlü oldu. - Tom became famous as a violinist.
Tom bir kemancı olarak ünlü oldu.
Tom became famous as a violinist.
Dans edenler kemancıya ödemek zorundadır. - They that dance must pay the fiddler.
Dans edenler kemancıya ödemek zorundadır.
They that dance must pay the fiddler.