Onlar arasında kuşak farkı var.
- There is a generation gap between them.
Toplum büyük bir yaş farkı olan insanlar arasında ilişkiyi teşvik etmez.
- Society does not encourage relationships between people who have a large age gap.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
- The gap between them has narrowed.
Zengin ve yoksul arasındaki uçurum daha da genişliyor.
- The gap between rich and poor is getting wider.
Onlar arasında kuşak farkı var.
- There is a generation gap between them.
Boşluk beklediğimden daha büyüktü.
- The gap was bigger than I expected.
Matematik bilgimde birçok boşluklarım var.
- There's a lot of gaps in my knowledge of math.
Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.
- Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.
Bu geçit daralmaktadır.
- That gap is narrowing.
The exploring party went through the high gap in the mountains.