Kıyafeti bir beyefendininki gibi ama konuşması ve davranışı bir palyaçonunki gibi.
- His dress is that of a gentleman but his speech and behavior are those of a clown.
Küçük çocuk palyaço görünce, o, dilini yuttu.
- When the little boy saw the clown, the cat got his tongue.
O her zaman derste soytarılık ediyor.
- He's always clowning in class.
Tom dün geceki partide soytarılık ediyordu.
- Tom was clowning around at the party last night.