Onun tonu çok kızgındı.
- His tone was very annoyed.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.
- The sharp tone of his words chilled the atmosphere.
Ses tonundan, benden ne kadar nefret ettiğini hissettim.
- I knew from his tone how much he hated me.
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
- He made a speech using his unique tone of voice.