İnternet bir labirent.
- The Internet is a labyrinth.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Labirentte kayboldum.
- I got lost in the maze.
Çocuk labirentten çıkış yolunu bulamadı.
- The boy could not find his way out of the maze.
Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi.
- The circus amazed and delighted the children.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Şaşkınlık ve hayranlık dolu olarak ona baktım. Bir süre sonra o seslendi Aval aval bakarak orada durma!
- I looked at her full of amazement and admiration. After a while she hissed Don't stand there gawking!
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .