a mark, sign, token, footstep, remains

listen to the pronunciation of a mark, sign, token, footstep, remains
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a mark, sign, token, footstep, remains в Английский Язык Турецкий язык словарь

trace
{f} izlemek
trace
{i} işaret
trace
{f} izle

Polisler onu Paris'e kadar izledi. - The police have traced her to Paris.

Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı. - There were traces of blood inside Dan's car.

trace
(Meteoroloji) trase
trace
izini takip etmek
trace
telem
trace
oymak
trace
{i} belirti
trace
(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak
trace
kalıntı
trace
bulmak
trace
izle(mek)
trace
(fiil) çizmek, tasarlamak, izlemek, izinden gitmek, kopya etmek, dayandırmak, dayanmak
trace
(İnşaat) iz, belirti
trace
bulm

Fadıl, Leyla'dan hiçbir iz bulmadı. - Fadil found no trace of Layla.

Polis kimsenin izlerini bulmadı. - The police didn't find anyone's traces.

trace
{f} dayanmak
trace
dikkatle çizmek veya yazmak
trace
zerre

Onda kötülüğün zerresi bile yoktu. - There was no trace of evil in her.

trace
(Mukavele) izlemek; iz
trace
azıcık şey
Английский Язык - Английский Язык
{n} trace
a mark, sign, token, footstep, remains

    Расстановка переносов

    a mark, sign, token, footstep, re·mains

    Произношение

Избранное