Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a logical or natural association between two or more objects

listen to the pronunciation of a logical or natural association between two or more objects
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a logical or natural association between two or more objects в Английский Язык Турецкий язык словарь

relation
ilişki

Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun. - I think you're reading too much into John's relationship with Jane.

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor. - As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

relation
ara

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir. - The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.

Onların ikisi arasındaki ilişkiler nasıl gidiyor? - How are relations between the two of them going?

relation
naklediş
relation
takıntı
relation
aidiyet
relation
akraba

O, onun uzak bir akrabasıdır. - He is a distant relation of hers.

Onunla akrabalığınız nedir? - What's your relation with him?

relation
bağıntı
relation
{i} bağ

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

relation
{i} söyleme
relation
{i} bağlantı
relation
{i} anlatma
relation
akrabalar
relation
{i} oran
relation
(Tıp) İlgi, ilişki, münasebet
relation
{i} ilgi

Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum. - I'm not interested in a serious relationship.

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir. - I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.

relation
relations i
relation
{i} nispet
relation
bağıntı,ilişki
Английский Язык - Английский Язык
relation
a logical or natural association between two or more objects

    Расстановка переносов

    a lo·gi·cal or na·tu·ral as·so·ci·a·tion be·tween two or more objects

    Турецкое произношение

    ı läcîkıl ır näçrıl ısōsieyşın bitwin tu ır môr ıbceks

    Произношение

    /ə ˈläʤəkəl ər ˈnaʧrəl əˌsōsēˈāsʜən bēˈtwēn ˈto͞o ər ˈmôr əbˈʤeks/ /ə ˈlɑːʤɪkəl ɜr ˈnæʧrəl əˌsoʊsiːˈeɪʃən biːˈtwiːn ˈtuː ɜr ˈmɔːr əbˈʤɛks/
Избранное