O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.
Tarih beşeri bilimlerin bir dalıdır.
- History is a branch of the humanities.
Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.
- Our branches extend all over the country.
O, şu ana kadar nerede yeni bir şube açma fikrini ileri sürdü?
- Where did he ever come up with the notion of opening a branch?
O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi.
- She was transferred from the head office to a branch office last month.
Bir mermi ona vurduğunda ağaç dalı kırıldı.
- The tree branch broke when a bullet hit it.
Tom başını bir ağaç dalına çarptı.
- Tom banged his head on a tree branch.
Our main branch is downtown, and we have branches in all major suburbs.