Kollarımın altında terledim.
- I perspired under the arms.
Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
- Tom put the thermometer under his arm.
Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
- Tom put his arm around Mary.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
- The army surrendered its arsenal to the enemy.
Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
- The baby was sound asleep in her mother's arms.
Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.
- Tom did time for armed robbery.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.