Bu içecekler alakart.
- These drinks are a la carte.
Bu içecekler alakart.
- These drinks are a la carte.
Onun iddialı tavrını oldukça kaygılı buldum.
- I found his pretentious demeanor quite disconcerting.
Oh, la! here come the Richardsons. I had a vast deal more to say to you, but I must not stay away from them any longer.”.
We ate à la carte as that was most economic.
The restaurant had a huge à la carte menu and four specials that day.
Tom showed up early so he could get a good seat.
- İyi bir yer alabilmek için Tom erken geldi.
I can't afford such a good camera as yours.
- Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
I know this area pretty well.
- Bu alanı oldukça iyi biliyorum.
The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
He landed a big trout.
- O büyük bir alabalık yakaladı.
Such fishes as carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
One of these fine days he will get his just deserts.
- Bu güzel günlerden bir gün o sadece hak ettiğini alacak.
You can get a fine view of the sea from the mountaintop.
- Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.
Do we have an extra one that Tom can borrow?
- Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?
Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
Tom is sufficiently well off to buy a house anywhere he wants.
- Tom'un durumu istediği yerde bir ev alacak kadar oldukça iyidir.
We may well have rain this evening.
- Biz bu akşam yağmur alabiliriz.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
I'll get permission from my superior.
- Amirimden izin alacağım.