Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Bu şifoniyer çok yer kaplar.
- This dresser takes up too much room.
Tom Mary'nin şifonyerini taşımasına yardım etti.
- Tom helped Mary move the dresser.
Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm.
- You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.