Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
- Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
- It was just a joke. Lighten up!
Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.
- This dress may look funny, but I like it.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Yaşam eğlenceli bir şey.
- Life's a funny thing.
Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.
- We saw a funny program on TV.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı.
- Tom had a funny look on his face.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
Tom fıkra anlatmakta çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at telling jokes.
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
- Tom isn't good at telling jokes.
Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
- Tom has told me that same joke more than ten times.
Tom para hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about money.
Siz benimle şaka yapmamalısınız.
- You should not play a joke on me.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
O tam bir alay konusu.
- She's a complete joke.
Biz tam bir alay konusuyuz.
- We're a complete joke.
The president was a joke.
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...
... So if the joke's on me I'll still play along. ...