Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
- I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.
Trenimiz uzun bir tünelden geçti.
- Our train went through a long tunnel.
Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir.
- Jerusalem is a city of tunnels and underpasses.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.