Ben bu olayı tahmin edemezdim.
- I couldn't have predicted this happening.
Bu gerçek bir olaydır.
- This is an actual happening.
Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum.
- I don't exactly know what's happening.
Ne olduğunu tam olarak biliyordum.
- I knew exactly what was happening.
Tom başka bir şey olmadığından emin olmak için etrafına baktı.
- Tom looked around to make sure nothing else was happening.
Bunun tekrar vuku bulmasının önüne nasıl geçeriz?
- How do we prevent this from happening again?
O, Japonya'da yaygın olaydır.
- That is the common occurrence in Japan.
O olay kaçınılmazdır.
- That occurrence is inevitable.
Tom bunun olmasını durdurmaya çalıştı.
- Tom tried to stop it from happening.
Bunun olmasını engellemeye çalışmalıydım.
- I should've tried to prevent this from happening.
He is a real happening guy.
The Andy Warhol reception was a freaky happening.
... you know I imagined but I got this happening all the time comes we just ...
... What's happening when 30% to 35% of people get better from ...