Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- The mayor presented him with the key to the city.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
Tom anahtarı cebine koydu.
- Tom put the key in his pocket.
Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.
- I must have lost my key along the way.
The key says that A stands for the accounting department.