Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
- This tissue has been irreversibly damaged.
Tuvalet kağıdımız bitti, bu yüzden biraz almaya gitmem gerekiyor.
- We're out of tissue paper, so I need to go buy some.
Ben mektup kâğıdı, pul ve kâğıt mendil satın alıyorum.
- I'm buying writing paper, stamps and some tissues.
Sana bir kağıt mendil alayım.
- Let me get you a tissue.
Elbiselerinizi yıkamadan önce, kumaşlar için tüm ceplerinizi kontrol ettiğinizden emin olunuz.
- Make sure you check all the pockets for tissues before washing your clothes.
But it is similarly necessary that flesh and each of the other tissues should be the ratio of its elements, or that not one of them should;.