Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
- An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
Hindistan uzun yıllar boyunca Büyük Britanya tarafından yönetildi.
- India was governed by Great Britain for many years.
O kadar da muazzam değildi.
- It wasn't all that great.
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.
- Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.
Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
- Such international cooperation produced great results.
Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
- We need a forward-looking leader to make this country great again.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.
Tom oldukça çok seyahat eder.
- Tom travels a great deal.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Online alışveriş ve rezervasyonun büyümesi tüketiciler için hayatı oldukça iyileştirdi.
- The growth of online shopping and booking has greatly improved life for the consumers.
Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.
- A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.
Amerika'da pek çok orman yangını var.
- There are a great many forest fires in America.
Tom ekranda ne oynarsa oynasın, muhteşem görünüyor.
- No matter what he plays on the screen, Tom looks great.
Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi.
- Tom had a really great time.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
- You have great talent. You are truly gifted.
O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.
- The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
- On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
- Television has a great deal of influence on society.
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
- A tiny spark may become a great flame.
O çok önemli bir adam.
- He is a man of great importance.
Bu sorun çok önemlidir.
- This matter is of great importance.
Dün kardeşlerim ve arkadaşlarım beraber süper bir akşam geçirdik ve mangal da çok iyidi.
- We had a great evening yesterday with my brothers and my friends, and the barbecue was very good, too.
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
- Bob and I are great friends.
Zaman müthiş bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
- Time is a great teacher, but unfortunately it kills all its pupils.
Avukatın müthiş profesyonel yeteneği sayesinde çok sayıda müvekkili var.
- Because of his great professional skill, the lawyer has a large number of clients.
Yapacak pek çok işim var.
- I have a great deal of work to do.
Ben senin için pek çok dikkat ederim.
- I care a great deal for you.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Bugün yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do today.
Tom pek çok kelebek topladı.
- Tom has collected a great many butterflies.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
- You look great in these photos.
Onlar mükemmel durumdalar.
- They are in great condition.
They had a great deal less than we had.
A great storm is approaching our shores.
Newton and Einstein are two of the greats of the history of science.
Alexander the Great.
Great! Thanks for the wonderful work.
Oh, great! I just dumped all 500 sheets of the manuscript all over and now I have to put them back in order.
His concert was very good.
- His concert was great.
... we get the great grasslands ofArgentina, ...
... Now, for my final demo, wouldn't it be great if I ...