O bana annesinin bir kız öğrenci olarak resmini gösterdi.
- She showed me a picture of her mother as a schoolgirl.
Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
- The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
O bana annesinin bir kız öğrenci olarak resmini gösterdi.
- She showed me a picture of her mother as a schoolgirl.
Tom bir kız öğrenci gibi kıkırdadı.
- Tom giggled like a schoolgirl.