Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a garment, kind of small coat, crop

listen to the pronunciation of a garment, kind of small coat, crop
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a garment, kind of small coat, crop в Английский Язык Турецкий язык словарь

vest
yelek

Tom kurşungeçirmez bir yelek giymişti bu yüzden kurşun onu öldürmedi. - Tom was wearing a bulletproof vest, so the bullet didn't kill him.

Tom sadece güvenli olması için bir kurşun geçirmez yelek giydi. - Tom put on a bullet-proof vest, just to be safe.

vest
yelek/atlet
vest
{f} yetki vermek
a kind of
tarafından
a kind of
bir çeşit

Şitaki bir çeşit mantardır. - A shiitake is a kind of mushroom.

vest
vermek
vest
fanila
vest
atlet
vest
"with" veya "in" ile yetki vermek
vest
çıkar

Tom, kurşun geçirmez yeleğini çıkardı. - Tom took off his bullet-proof vest.

Tom ceketini çıkardı, kurşun geçirmez yelek giydi ve sonra ceketini geri giydi. - Tom took off his jacket, put on a bullet-proof vest, and then put his jacket back on.

vest
{f} el koymak [amer.]
vest
alâkadar menfaat
vest
{f} with (yetki, hak v.b.'ni) vermek
vest
{f} cüppe giymek
vest
{f} hak olarak geçmek
vest
{i} iç gömleği
vest
(Tekstil) 1. yelek 2. fanila, iç gömleği
vest
{f} cüppe giydirmek
vest
{f} haczetmek [amer.]
vest
vested interest kazanılmış hak
vest
{f} in -e vermek: The Constitution vests legislative power
Английский Язык - Английский Язык
{n} vest