Bahçede bir tavşan koşuyor.
- A rabbit is running in the garden.
Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Park içinde bir heykel bahçesi var.
- There's a sculpture garden inside the park.
Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
O, bahçeye bir çiçek soğanı ekti.
- She planted the flower bulb in the garden.
Biz bahçeye bitki diktik.
- We have planted the garden.
Meyve bahçenizde kaç tane elma ağacı var?
- How many apple trees are there in your orchard?
Bahçemden elma çaldılar.
- They stole apples from my orchard.
Onlar meyve bahçemi soydular.
- They robbed my orchard.
Meyve bahçemi temizliyorum.
- I am clearing my orchard.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
- Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
Onu bahçede çalışırken buldum.
- I found him working in the garden.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
- Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
garden shed (= a shed in a garden).
garden of microphones, which stuck up like metal flowers in her face.
UK equivalent)I love to do gardening.
My father is in the garden.
- My father's in the garden.
There are no roses in the garden.
- There aren't any roses in the garden.
... in the Rose Garden and I told the American people in the world that we are going to find ...
... threat, but at least against script kiddies or griefers or just your garden variety deputy ...