Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
- He'll play golf even if it rains.
Benim hobim golf oynamaktır.
- My hobby is playing golf.
Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
- Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.
O, seçkin bir golf kulübüdür.
- That's an exclusive golf club.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
- I joined the golf club three years ago.