Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.
- My mother bought some apples at a fruit store.
Meyve suyu ister misin?
- Do you want fruit juice?
Bu kiraz koyu kırmızı.
- This cherry is dark red.
Bahçemizin iki kiraz ağacı vardır.
- Our garden has two cherry trees.
O, bir kiraz ağacını kesti.
- He cut down a cherry tree.
Biraz meyve suyu ister misin?
- Would you like some fruit juice?
Ne tür meyve suyun var?
- What kind of fruit juice do you have?
Bahçede yetişen bir kiraz vardı.
- There was a cherry tree growing in the garden.
Kiraz çiçekleri Nisan'da çıkacak.
- The cherry blossoms will be out in April.
Bahçedeki armut ağacı çok meyve verir.
- The pear tree in the garden bears a lot of fruit.
Bahçemde birçok ağaç meyve veriyor.
- In my garden many trees are bearing fruit.
Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Your effort will surely bear fruit.
Bu sonuçsuz argümanı bırakalım.
- Let's stop this fruitless argument.
Bu hayal gücünün ürünüdür.
- This is the fruit of your imagination.
Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
- My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
While cucumber is technically a fruit, one would not usually use it to make jam.
His long nights in the office eventually bore fruit, when his business boomed and he was given a raise.
... But it was a fruit dress. ...
... I guess my favorite fruit would be pineapple. ...