Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- We are cut from the same cloth.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
- Mayuko wiped a table with a cloth.
Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?
- Why don't you polish the shoes with this cloth?
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Masaya bir örtü serdi.
- She spread a cloth over the table.