Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Çabalar her zaman faydalı olmaz.
- Efforts do not always pay off.
Çaba güzel sonuçlar üretir.
- Effort produces fine results.
Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.
- Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız.
- We always have to make efforts to reach our goals.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.