Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
The door was opened a little.
A little water has spilled.