Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
- I'm looking for a warm, woolen skirt.
O, yünlü bir kazak giyer.
- She wears a woolen sweater.
Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
- I'm looking for a warm, woolen skirt.
Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.
- In winter, I always go to bed wearing woolen socks.
Koyun bize yün verir.
- Sheep provide us with wool.
Bay Brown bir yün tüccarıdır.
- Mr. Brown is a wool merchant.
Bu kazak saf yünden yapılmış.
- This sweater is made of pure wool.