a discrete division of something

listen to the pronunciation of a discrete division of something
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a discrete division of something в Английский Язык Турецкий язык словарь

point
{i}

İstatistiklere göre uçakla gitmek, arabayla gitmekten çok daha güvenlidir. - From a statistical point of view, a plane flight is much safer than a car trip.

Uçak kalkış noktasındaydı. - The plane was on the point of taking off.

point
{i} puan

Biz iki puanla kaybetti. - We lost by two points.

Son olarak, on iki puan Estonya'ya! - And finally, twelve points to Estonia!

point
virgül

İngilizcede, virgül yerine bir ondalık nokta kullanırız. - In English, we use a decimal point instead of a comma.

point
konu

Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. - We are all one on that point.

Ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam. - I can't necessarily agree with you on that point.

point
durum

Ben o noktada durumun tehlikesini fark ettim. - At that point I realized the danger of the situation.

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır. - One's point of view depends on the point where one sits.

point
derece

Bu son derece önemli bir konu. - This is an extremely important point.

Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece. - Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.

point
üzerine çevirmek
point
noktalamak
point
göstermek

İnsanları parmakla göstermek kabalıktır. - It is bad manners to point at people.

Başkalarını göstermek kabalıktır. - It's not polite to point at others.

point
namlu
point
nitelik
point
neden

Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev. - Love your enemies, for they point out your mistakes.

Burada olmamızın nedeni ne? - What's the point of us being here?

point
çekit
point
yer

Sanırım Tom bir yerde vazgeçecektir. - I assume that at some point Tom will just give up.

Tom Mary'nin durduğu yeri gösterdi. - Tom pointed to where Mary was standing.

point
{f} uç vermek
point
ferma etmek
point
ucunu sivriltmek
point
(Askeri) NİŞAN ALMAK; TEVCİH ETMEK: Herhangi bir silahla bir hedefe nişan almak, bir silahı herhangi bir hedefe tevcih etmek
point
{f} sivriltmek
Английский Язык - Английский Язык
point

UK An electric power socket.

a discrete division of something

    Расстановка переносов

    a dis·crete di·vi·sion of some·thing

    Турецкое произношение

    ı dîskrit dîvîjın ıv sʌmthîng

    Произношение

    /ə dəˈskrēt dəˈvəᴢʜən əv ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ə dɪˈskriːt dɪˈvɪʒən əv ˈsʌmθɪŋ/
Избранное