Babam posta kutusunu kırmızıya boyadı.
- My father painted the mailbox red.
Bir posta kutusu için etrafa bakındım.
- I looked around for a mailbox.
Eğer fırsatınız olursa, posta kutunuzu kontrol edin.
- If you have a chance, please check your mailbox.
Onun mektubunu posta kutusunda buldum.
- I found her letter in the mailbox.