Tom sıkışıklıktan çıkmama yardım etti. - Tom helped me out of a jam.
Tom sıkışıklıktan çıkmama yardım etti.
Tom helped me out of a jam.
Elektrik prizinde sıkışıklık vardı. - There was jam in the electric outlet.
Elektrik prizinde sıkışıklık vardı.
There was jam in the electric outlet.
He's in a jam now, having walked the bases loaded with the cleanup hitter coming to bat.