Ben ölmek için çok gencim!
- I'm too young to die.
Asker zerre kadar ölmekten korkmuyordu.
- The soldier was not in the least afraid to die.
Ecza dolabında bir şişe siyah saç boyası gördüm.
- I saw a bottle of black hair dye in the medicine cabinet.
Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnına aktı.
- When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
Herkes birgün gebermek zorunda.
- Everyone must die one day.
Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
- Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.
- Marilyn Monroe died 33 years ago.
Tom her zaman satın aldığı yiyeceklerde boya maddesi olup olmadığını kontrol eder.
- Tom always checks to verify that no dyes are in any food he buys.
O, saçını kırmızıya boyamak istiyor.
- She wants to dye her hair red.
Tom saçını boyamak istiyor.
- Tom wants to dye his hair.
Herkes birgün gebermek zorunda.
- Everyone must die one day.
Tom'un saçını boyayıp boyamadığını söylemek zor.
- It's hard to tell whether Tom dyes his hair or not.
Tom, Mary'nin saçını boyamasına yardım etti.
- Tom helped Mary dye her hair.
If a die were marked with one figure or number of spots on four sides, and with another figure or number of spots on the two remaining sides, it would be more probable, that the former would turn up than the latter ;.
an in despite of all, dies for him., Shakespeare 1598,.
... and rather than die off, ...
... even though a higher fraction of children die before they reproduce, the average number ...