Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- The mayor presented him with the key to the city.
John cebinden bir anahtar çıkardı.
- John took a key out of his pocket.
Tom anahtarı cebine koydu.
- Tom put the key into his pocket.
Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.
- I must have lost my key along the way.