a detour

listen to the pronunciation of a detour
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a detour в Английский Язык Турецкий язык словарь

detour
sapak
roundabout
{i} yuvarlak kavşak
detour
dolambaçlı yoldan gitmek
detour
varyant yol
detour
(Askeri) tali yol

Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti. - He took a detour to avoid the heavy traffic.

detour
detur
detour
dolambaçlı yoldan gitmek ya da göndermek
detour
dolambaçlı yol

Hedefe ulaşmak için bir dolambaçlı yoldan gidin! - Take a detour to reach the goal!

Dolambaçlı yoldan gitmeliyiz. - We need to make a slight detour.

roundabout
dolaşık
roundabout
ada kavşak
detour
dolambaçlı yoldan gitmek veya göndermek
detour
çevre yol

Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı. - Tom had to take a detour.

detour
sapa, dolambaçlı yol, geçici yol
detour
make a detour: dolambaçlı yoldan gitmek
roundabout
Dolaylı
roundabout
Yeterli, geniş kapsamlı
roundabout
Dolambaçlı, dolaşık
roundabout
Çevreleyen
roundabout
Atlıkarınca, dönme dolap
roundabout
Tek yönlü yuvarlak kavşak
detour
{i} varyant (yol)
detour
{f} sapmak
detour
{f} varyanttan gitmek
detour
make a detour dolambaçlı yoldan gitmek
detour
{f} saptırmak
detour
{i} servis yolu

Orada hiç servis yolu var mı? - Are there any detours up ahead?

detour
{f} servis yolundan vermek (trafik)
detour
çevre yolundan git

Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı. - Tom had to take a detour.

detour
(Askeri) TALİ YOL: İstikamete doğru ilerlemenin devamlılığını sağlamak için, ilerlemenin çok zor ya da imkansız olduğu yollardan sapma. Rotanın tadil edilmiş kısmı tali yol olarak bilinir
detour
sapma
roundabout
{s} toparlak
roundabout
{s} toplu
roundabout
(isim) dolambaçlı yol, dolaylı anlatım, atlıkarınca, döner kavşak, yuvarlak kavşak
roundabout
ceket
roundabout
{i} atlıkarınca
roundabout
dönme dolap
roundabout
{i} dolambaçlı yol

Tom dolambaçlı yoldan her şeyi yapar. - Tom does everything in such a roundabout way.

roundabout
{i} döner kavşak

O bir döner kavşakta arabanın kontrolünü kaybetti ve takla attı. - He lost control with the car in a roundabout and it flipped.

O bir döner kavşakta kontrolü kaybetti ve takla attı. - His car lost control in a roundabout and flipped.

roundabout
{s} tombul
Английский Язык - Английский Язык
roundabout
detour
A diversion or deviation from one's original route

On the third day I made a detour westward to avoid the country of the Band-lu, as I did not care to be detained by a meeting with To-jo.

detour
To direct or send on a detour
detour
{f} bypass, take a roundabout course, go by an indirect way
detour
a roundabout road (especially one that is used temporarily while a main route is blocked)
detour
A diversion or deviation from ones original route
detour
To make a detour
detour
a roundabout road (especially one that is used temporarily while a main route is blocked) travel via a detour
detour
If you make a detour on a journey, you go by a route which is not the shortest way, because you want to avoid something such as a traffic jam, or because there is something you want to do on the way. He did not take the direct route to his home, but made a detour around the outskirts of the city
detour
n jalan memutar (jalan)
detour
From Parallel Lines with the Ends in Tandem, or from other formations with the Ends in Tandem Outsides 1/2 Zoom & Hinge as Centers Counter Rotate 1/4
detour
A turning; a circuitous route; a deviation from a direct course; as, the detours of the Mississippi
detour
A detour is a special route for traffic to follow when the normal route is blocked, for example because it is being repaired. to make a detour
detour
{i} roundabout way, bypass, indirect way
detour
travel via a detour
detour
(v ) KazE, kahzee
a detour

    Расстановка переносов

    a de·tour

    Турецкое произношение

    ı dîtûr

    Произношение

    /ə dəˈto͝or/ /ə dɪˈtʊr/

    Видео

    ... And I'd like to just make one last little detour here to the ...
Избранное