Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
- Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
Tatilde deniz kenarına giderdik.
- We used to go to the seaside on holiday.
Biz harika bir tatil yaptık.
- We had a wonderful holiday.
Sadece bir tatil yaptın.
- You just had a holiday.
Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.
- I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
- Circumstances do not permit me such a holiday.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
- She talked her husband into having a holiday in France.