Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
Uşaklar efendilerinin siparişini gerçekleştirmeye çalıştı.
- The servants tried to carry out their master's order.
Onun uşakları bile onu küçümsedi.
- Even his servants despised him.
Bir hizmetçi tutacak kadar zengin.
- He is rich enough to keep a servant.
Ona hizmet edecek üç hizmetçisi vardı.
- He had three servants to wait on him.
Kapa çeneni, cehennemin kulu!
- Shut up, servant of hell!
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.