a certain proportion of, at least one

listen to the pronunciation of a certain proportion of, at least one
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a certain proportion of, at least one в Английский Язык Турецкий язык словарь

some
birkaç

Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti. - He got a broken jaw and lost some teeth.

Annem bana birkaç yeni giysi yaptı. - My mother made some new clothes.

some
biraz

Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı. - My mother bought some apples at a fruit store.

Etinin üzerine biraz tuz koy. - Put some salt on your meat.

some
bazı

Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun? - Did you know that some foxes lived on this mountain?

Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar. - Some read books just to pass time.

some
keybir
some
kimisi

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti. - Some went on foot, and others by bicycle.

some
{s} ne biçim
some
{s} çok iyi

Tom bazı çok iyi sorular sordu. - Tom asked some very good questions.

Denemenin birkaç hatası var fakat bir bütün olarak çok iyi. - Your essay has some mistakes, but as a whole it is very good.

some
{s} bir parça

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen. - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.

some
bir bölümü
some
{s} yaklaşık

Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi? - I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?

Yaklaşık üç saat önce berbat bir şey oldu. - Something horrible happened about three hours ago.

some
{s} epey
some
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu. - The legal costs set him back something in the order of £9,000.

some
{s} acayip

O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var. - That religious cult has got some pretty off the wall ideas.

Bu evle ilgili acayip bir şey var. - There's something strange about this house.

some
bir kısım
some
{s} amma
some
oldukça

Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var. - Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.

Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor. - Some people think the government has way too much power.

some
bazı bölümleri

İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor. - Some parts of the British proposal seem unacceptable.

Английский Язык - Английский Язык
some

Some people like camping.

a certain proportion of, at least one

    Расстановка переносов

    a cer·tain pro·por·tion of, at least one

    Произношение

Избранное