O, baş ağrısından acı çekiyor.
- He is suffering from a headache.
O çocuk tam bir baş ağrısı.
- That child is a headache.
Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
- Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
Tom'un kötü bir başağrısı var.
- Tom has a bad headache.
Çocuk başağrısından şikayet etti.
- The boy complained of a headache.
Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Toplantıya katılamamamın nedeni şiddetli bir baş ağrımın olmasıydı.
- The reason I could not attend the meeting was that I had a severe headache.