Onun performansı inanılmazdı.
- His performance was amazing.
Tom Mary'nin performansında hayal kırıklığına uğradı.
- Tom was disappointed in Mary's performance.
Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.
- The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.
Oyunun sonucu onun performansına bağlı.
- The game's outcome hangs on his performance.