O, çikolatalı pasta düşkünüdür.
- He is fond of chocolate cake.
Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.
- For dessert, Marie had made her chocolate cake and a fruit salad.
O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
- The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
Çikolatalı kek tarifini bana verir misin?
- Would you mind giving me your chocolate cake recipe?