O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
- He tried to put the fragments of a broken vase together.
Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.
- Fragments of the mirror were scattered on the floor.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.
- Fragments of the mirror were scattered on the floor.
O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
- He tried to put the fragments of a broken vase together.
İki bölümü birlikte eklemek zordur.
- It's hard to splice the two fragments together.