Onun görevi ölü hayvanları gömmektir.
- Their job is to bury dead animals.
Sami, Leyla'yı Kahire'ye gömmek istedi.
- Sami wanted to bury Layla in Cairo.
Parasını kuma gömüyor.
- She's burying her money in the sand.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
- At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
Indisputable, though very dim to modern vision, rests on its hill-slope that same Bury, Stow, or Town of St. Edmund; already a considerable place, not without traffic.